PAEM-POMEM-PMYO Eğitim Sonu Mülakatı İtiraz ve İptal Davası
PAEM-POMEM-PMYO Eğitim Sonu Mülakatı İtiraz ve İptal Davası

PAEM-POMEM-PMYO Eğitim Sonu Mülakatı İtiraz ve İptal Davası

Polis eğitim kurumlarında veya Emniyet Genel Müdürlüğü adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrenciler, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına polis memuru veya komiser yardımcısı olarak atanmadan önce son bir sınava tâbi tutulmaktadırlar.

Bu sınav neticesinde başarısız sayılan öğrencilerin hangi hukuki yollara başvurabilecekleri konusunda bir kısım soru ve tereddütler yaşanmaktadır. Bu yazıda bu hususa temas edilecektir.

I-  Hukukî Çerçeve

Mesela Polis Amirleri Eğitim Merkesi (PAEM) öğrencileri için “Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği”nin “Eğitim Sonu Sınavı” başlıklı ilgili maddesi şu hükmü içermektedir: “PAEM öğrencilerinin komiser yardımcısı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına atanabilmeleri için öğrenim süresini başarı ile tamamlamaları ve 3/6/2015 tarihli ve 29375 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.” (m. 42) Polis Meslek Yüksekokulu öğrencileri için “Polis Meslek Yüksekokulları Eğitim-Öğretim Yönetmeliği”nin “Eğitim Sonu Sınavı” başlıklı ilgili maddesi şu hükmü içermektedir: “Yüksekokul öğrencilerinin aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.” (m. 19/A) Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencileri için “Polis Meslek Eğitim Merkezleri Eğitim-Öğretim Yönetmeliği” nin “Eğitim Sonu Sınavı” başlıklı ilgili maddesi şu hükmü içermektedir: “POMEM öğrencilerinin aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır. Yapılacak sınavın usul ve esasları Başkanlıkça belirlenir.” (m. 21) Yukarıdaki yönetmelik hükümleri incelendiğinde polis eğitim kurumlarından eğitimlerini başarı ile bitirmiş olan her derecede öğrenciler için mesleğe atanmadan önce son bir eğitim sonu sınavı yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu sınavın usul ve esaslarını düzenlemek üzere bir düzenleme yapılması ihtiyacı bulunduğundan bu konuda bir yönetmelik daha çıkarılmıştır. Söz konusu yönetmelik 03.06.2015 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüe giren “Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği” dir. Bundan sonraki açıklamalarımızda kısaca “Sınav Yönetmeliği” olarak anılacaktır. II- Sınavın Şekli
Sınav Yönetmeliği’nin “Sınav şekli ve esasları” başlıklı ilgili maddesi şu şekildedir:  Mesala Polis Amirleri Eğitim Merkesi (PAEM) öğrencileri için “Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği”nin “Eğitim Sonu Sınavı” başlıklı ilgili maddesi şu hükmü içermektedir: “PAEM öğrencilerinin komiser yardımcısı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına atanabilmeleri için öğrenim süresini başarı ile tamamlamaları ve 3/6/2015 tarihli ve 29375 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.” (m. 42)
Polis Meslek Yüksekokulu öğrencileri için “Polis Meslek Yüksekokulları Eğitim-Öğretim Yönetmeliği”nin “Eğitim Sonu Sınavı” başlıklı ilgili maddesi şu hükmü içermektedir:
“Yüksekokul öğrencilerinin aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.” (m. 19/A)
Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencileri için “Polis Meslek Eğitim Merkezleri Eğitim-Öğretim Yönetmeliği” nin “Eğitim Sonu Sınavı” başlıklı ilgili maddesi şu hükmü içermektedir:
“POMEM öğrencilerinin aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır. Yapılacak sınavın usul ve esasları Başkanlıkça belirlenir.” (m. 21)
Yukarıdaki yönetmelik hükümleri incelendiğinde polis eğitim kurumlarından eğitimlerini başarı ile bitirmiş olan her derecede öğrenciler için mesleğe atanmadan önce son bir eğitim sonu sınavı yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu sınavın usul ve esaslarını düzenlemek üzere bir düzenleme yapılması ihtiyacı bulunduğundan bu konuda bir yönetmelik daha çıkarılmıştır.
Söz konusu yönetmelik 03.06.2015 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüe giren “Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliği” dir. Bundan sonraki açıklamalarımızda kısaca “Sınav Yönetmeliği” olarak anılacaktır.

II-   Sınavın Şekli

 Sınav Yönetmeliği’nin “Sınav şekli ve esasları” başlıklı ilgili maddesi şu şekildedir:
 “(1) Soru Hazırlama Komisyonu tarafından bastırılan sorular arasından adaylara soru kartı çektirilerek cevaplaması istenir. Komisyon tarafından adaya konu ile ilgili ilave sorular sorulabilir.
(2) Sınav komisyonları tarafından yapılacak sözlü sınavda adaylar;
a) Mesleki bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
ç) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu,
yönlerinden yüz tam puan üzerinden değerlendirilirler.
(3) Adaylar, Sınav Komisyonu üyeleri tarafından ikinci fıkranın (a) bendi için kırk puan, diğer bentlerde yazılı özelliklerin her biri için yirmişer puan üzerinden değerlendirilir ve verilen puanlar ayrı ayrı puan değerlendirme karar formuna işlenir. Komisyon üyelerinin ayrı ayrı vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayın sınav puanı tespit edilir.
(4) Adayın sınavda başarılı olabilmesi için yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir. Başarısız olan adayın aldığı puan ve gerekçesi puan değerlendirme karar formuna işlenir. Sınav sonuçları merkezi sınav komisyonuna bildirilir.
(5) Sınav sonuçları, Merkezi Sınav Komisyonu tarafından Polis Akademisi internet sayfasında ilan edilir.
(6) Başarılı olan adayların puan değerlendirme karar formları, adayın atamasına esas olacak belgelerle birlikte Personel Dairesi Başkanlığına gönderilir.
(7) Sınavda başarısız olan adayların değerlendirme karar formları ilgili eğitim kurumunca Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı arşiv hizmetlerine ilişkin mevzuat hükümlerine göre muhafaza edilir.
(8) Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez.
 
Yukarıdaki yönetmelik hükümlerinden anlaşılacağı üzere her seviyede polis eğitim kurumlarında eğitimlerini başarı ile tamamlamış olan öğrenciler mesleğe kabulden önce son bir defa sözlü bir sınava tabi tutulmakta ve bu sınavda başarısız olmaları mesleğe başlamaları bakımından bir engel teşkil etmektedir. Öyle ise konuya ilişkin yasal başvuru yollarının bilinmesi son derece önemlidir.

III-  Yasal Başvuru Yolları

Yasal başvuru yollarını anlatmaya geçmeden önce, mülakat sınavları hakkında kısa bir bilgi vermek gerekir. Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu bir kararında mülakat sürecine ilişkin olarak şu saptamayı yapmaktadır:
“Mülakat, bir kişinin davranış ve düşünceleri üstüne bilgi edinmek amacıyla sorulu cevaplı görüşme yapılarak ilgilinin muhakeme gücünü, bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneğini,  genel ve fiziki görünümünü, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunu ve liyakatini, yetenek ve kültürünü, çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığını puan vermek suretiyle değerlendirme olduğuna göre; Mülakat Kurulunda yer alan kişilerin bu nitelikleri belirleyecek bilgi ve tecrübeye sahip olmaları gerekli ve yeterlidir.” (AYM; 18/5/2011 tarihli ve E.2008/7, K.2011/80 sayılı kararından) 
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da aynı konuya ilişkin vermiş olduğu bir kararında şu değerlendirmelere yer vermektedir: 
“Davranış ve düşüncelere ilişkin bilgi edinme amacıyla bir kişiyle yapılan mülakat; yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte olup liyakati ölçmek, adayın mesleğe uygun yeteneğe ve kültürel birikime sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmaktadır. Bu kapsamda yapılacak bir mülakatın nesnel olduğunun kabul edilebilmesi için ne şekilde uygulanacağına ilişkin hususları ve değerlendirme esaslarını içeren bir yöntemin düzenlenmesi gerekmektedir.” (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun28/12/2013 tarihli ve E.2009/1089, K.2013/730 kararı).
Dolayısıyla mülakat sürecinin alanında yeterli, donanım sahibi bir jüri tarafından ve objektif esaslara göre yürütülmesi gereklidir.
Ancak maalesef uygulamada kimi zaman bu konuda gereken tarafsızlığın ve adaletin gözetilmediği uygulama örnekliklerinin bulunduğuna sıklıkla müşahade edilmektedir. Bu konuda yapılması gereken, idari ve yargısal başvuru yollarına gidilmesidir.
Şimdi muhtemel başvuru yollarına yakından bakalım:
        A)   İdari İtiraz Başvurusu:
Polis eğitim kurumlarından eğitimlerini başarı ile bitirmiş olan her derecede öğrenciler için mesleğe atanmadan önce yapılan eğitim sonu sınavını düzenleyen Sınav Yönetmeliği incelendiğinde;
“Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez.” hükmüne yer verildiği görülmektedir (m. 8/8).
Bu hüküm çerçevesinde söz konusu komisyon kararına karşı idari itiraz yolunun kapalı olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür.
          B)   Dava Yolu
Bir önceki başlıkta Sınav Komisyonu’nun kararına karşı itiraz yolunun kapalı olduğunu ifade etmiştik. Fakat ortada polis eğitim kurumlarındaki formel eğitimlerini başarı ile bitirmiş olan öğrenciler bulunmaktadır. Bu öğrencilerin sözlü bir sınav neticesinde başarısız sayılmalarına karşı yasal başvuru haklarının bulunması gereklidir. Zira bu işlemin hukuka uygunluğunu başka türlü denetleme olanağı yoktur.
1982 Anayasası’nın 125’ inci maddesine göre “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” Bu düzenleme çerçevesinde, sınav komisyonunun idari bir tasarruf olduğu konusunda hiçbir tereddüt olmayan bu “başarısız sayma” işlemi bakımından da idari dava açma hakkının bulunduğunda bir duraksamaya yer yoktur.
Sınav Yönetmeliği’nin ilgili maddesi “Sınav sonuçları, Merkezi Sınav Komisyonu tarafından Polis Akademisi internet sayfasında ilan edilir.” Hükmünü içermektedir (m. 8/5). Buna göre ilan tarihi, tüm öğrenciler için söz konusu sınav sonuçlarından haberdar oldukları tarihtir. Söz konusu sınav sonuçları için dava açma süresi de işte bu ilan tarihinden itibaren başlamaktadır.
Bu sınavlardan başarısız sayılan her öğrenci (ister PAEM, ister PMYO ve isterse POMEM öğrencisi olsun) 60 günlük yasal süresi içerisinde idari yargı mercileri nezdinde iptal davası açmak hakkına sahiptir.
İdari davalar dosya üzerinden görülmektedir. İdari davaların bu özelliklerinden ötürüdür ki, hazırlanacak dilekçelerin süresinde, usulüne uygun ve teknik bir yaklaşımla hazırlanması gereklidir. Bu nedenle alanında uzman, idare hukukunun işleyişine hâkim bir avukatın hukuki yardımından faydalanılması hak kayıplarının önlenmesi bakımından oldukça önemlidir.

IV-     Anayasa Mahkemesi Kararı

Mülakat sistemine ilişkin bir yasal düzenlemenin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla açılan bir iptal davasında Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın ilgili kısmını konu bağlamı ile uyumlu olduğu gerekçesi ile burada yer veriyoruz:
“… Dava konusu onuncu fıkrada kanun koyucu, yazılı sınavı kazanıp mülakata girecek adayların hangi özelliklerinin değerlendirmeye tabi tutulacağını belirlemiştir. Buna göre, yazılı yarışma sınavında başarılı olanların tâbi tutulacağı mülâkat, ilgilinin muhakeme gücü, bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneği, genel ve fiziki görünümünün, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu ve liyakati ile yetenek ve kültürünün, çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığın puan vermek suretiyle değerlendirilmesi yöntemi olarak tanımlanmıştır. Yazılı yarışma sınavında ilgililerin genel yetenek ve genel kültür seviyeleri ile alan bilgisi düzeyleri ölçüldüğünden mülâkatta bilgilerinin yeniden ölçülmesi yerine dava konusu fıkrada belirtilen hususlarda değerlendirmeye tabi tutulması, mülakatın yapılış amacına uygunluk taşımaktadır.
 Nitekim, Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığının Temel İlkelerinden yeterlik, seçim ve eğitim başlıklı 10. maddesinde, hâkimlik mesleğine yeterli hukuk eğitimi görmüş yetenekli ve kişilikli bireylerin seçilmesi, 13. maddesinde de hâkimlik sıfatının kazanılmasının objektif esaslara, özellikle kişilik, yetenek ve tecrübeye dayandırılması gerektiği vurgulanmıştır.
 Hâkimlik ve savcılık mesleğine seçimde; muhakeme gücünün, karar vermek veya iddiada bulunmak için bir konuyu kavrayıp iddianame veya karar şekline getirerek özetleme yeteneğinin, mesleğin temsilinde fiziki görünüm ve davranışları ile olaylara verilen tepkinin, mesleğin kariyer meslek olması nedeniyle temsilde çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açık ve kültürlü olmanın ölçülmesi doğaldır. Genel idari hizmetler sınıfında yer almakla birlikte ileride hâkim ve savcı olacak adayların mülakatlarına ilişkin dava konusu kuralda belirlenen bu ölçütlerin hukuk devletine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Dava konusu onbirinci fıkranın birinci cümlesinde de adayın mülakatta onuncu fıkrada belirtilen özelliklerinden her birinin yirmibeşer puan üzerinden, eşit oranda değerlendirmeye tabi tutulacağı, ilgililer için ayrı ayrı tutanak düzenleneceği ve mülâkatta başarılı sayılmak için üyelerin her birinin verdikleri puanların aritmetik ortalamasının, yüz puan üzerinden en az yetmiş olması gerektiği belirtilerek, mülâkattaki kriterlerin ağırlıkları ve değerlendirme esasları somut ve objektif kurallara bağlandığı anlaşıldığından, herhangi bir belirsizlikten söz edilemez.
 Anayasa'nın 138. maddenin dördüncü fıkrasında yer alan hüküm, somut yargı kararlarına ilişkindir. Yasama organı, anayasal ilkeleri göz önünde bulundurarak soyut, genel ve objektif kanuni düzenlemeler yapma yetkisine her zaman sahiptir. Kanun koyucunun bu nitelikte yaptığı düzenlemeler yargı kararlarının etkisizleştirilmesi olarak nitelendirilemez.
 Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa'nın 2. ve 138. maddelerine aykırı değildir. İptal istemlerinin reddi gerekir.
 Kuralların, Anayasa'nın 11. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.” (Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin 18/5/2011 tarihli ve E.2008/7, K.2011/80 sayılı kararı)

  • Paylaş: