Bu
yazımızda vergi hukuku, vergilendirme süreci ve aşamaları incelenecektir.
Modern
devletin en temel kurumlarından birisi de vergilendirme kurumudur.
Vergi,
vatandaşların kamu hizmetine mali olarak katılmasını gerekli kıldığı için
herkesi yakından ilgilendirmektedir.
Devletin
egemenlik yetkisine dayanarak saldığı vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin
hangi ve ilke ve kurallara göre
tespit edileceği büyük önem
arz etmektedir.
Vergi
Hukuku Nedir?
Vergi
hukuku, vergi
ödevinin
niteliğini, vergi mükellefiyetinin ve borcunun doğ
masından ortadan kalkmasına kadarki sürece
dair kurallar ve düzenlemeleri inceleyen hukuk dalıdır.
Anayasanın
73. maddesinde
“Herkes,
kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücü
ne göre,
vergi
ödemekle
yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
Vergi
ödevi anayasa tarafından düzenlenmiştir.
Buna g
öre
vatandaş -yabancı herkes vergi
ödemekle
yükümlüdür.
“Vergi,
resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir
veya kaldırılır” hükmü de yine anayasanın 73. maddesinde hükü
m altı
na alınmıştır. Buna vergilerin kanuniliği
ilkesi de denilmektedir.
Vergi
hukuku kamu hukukunun bir parçası olup vergilendirme usul kuralları
213 sayılı
Vergi Usul Kanununda düzenlenmiştir.
Bunun
yanında vergiler gelirden, harcamadan, servetten alındığı için bunlara dair birçok
kanun bulunmaktadır. Mesela 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanunu, 4760 sayılı ÖTV Kanunu gibi yasal düzenlemeler ile gelir
ve harcamalardan vergi alınmaktadır.
Vergi
hukuku çok teknik bir hukuk dalıdır. Bu hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklar
vergi mahkemelerinde g
örülür.
Vergi
mahkemeleri idari yargının g
örev
alanında olan mahkemelerdir. Bu mahkemelerde g
örülen davalarda dava açma süresi, yargılama
usulleri normal idari davalardan farklılık g
österebilmektedir.
Vergi
Hukukunun Alt Dalları
Vergi
Hukuku konular bazında bazı alt bölümlere yahut dallara ayrılabilir.
Vergi
Usul Hukuku, Vergi İcra Hukuku, Vergi Yargılama Hukuku ve Vergi Ceza Hukuku
olarak dört
bölüme altında inceleme yapılabilir.
Vergi
Usul Hukuku, Vergi İcra Hukuku, Vergi Yargılama Hukuku şekli vergi hukukunun,
vergi ceza hukuku ise genel olarak maddi vergi hukukunun inceleme alanına
girmektedir.
Vergi
Usul Hukuku,
bir verginin yahut buna bağlı cezanın kısaca tarh, tebliğ, tahakkuk ve
tahsil aşamalarına dair kuralların ve düzenlemelerin incelendiği hukuktur. Buna
dair temel yasa 213 sayılı Vergi Usul Kanunudur.
Vergi
İcra Hukuku, vergi alacağının güvenli bir şekilde
tahsil edilmesi için yapılan düzenlemelerdir.
Ülkemizde kamu alacağının özellikle de vergi alacağının tahsili
2004 sayılı İcra İflas Kanunundan farklı olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile yerine getirilmektedir.
Bu
Kanun, kamu alacaklarının tahsili bakımından devlete birtakım ayrıcalıklı yetkiler
vermekte ve tahsilat daha hızlı ve etkili bir şekilde yapılmaktadır.
Vergi
Yargılama Hukuku, Vergi davalarının görülmesi ve karara bağlanmasına dair
usul ve yargılama kurallarını incelemektedir.
Vergi
yargılama hukuku ülkemizde idari yargı bünyesinde düzenlenmiştir. Buna göre 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
vergi yargılama hukukunun da temel yasasıdır.
Vergi
Ceza Hukuku; Ceza hukuku ile vergi hukukunun kesiştiği
bir alandır.
Vergi
ceza hukuku hem bir idari işlem olan vergi suç ve cezalarını hem de cezai yaptırım
olan ve TCK anlamında suç olarak kabul edilen eylemlerin incelemesini yapmaktadır.
Mesela
bir idari yaptırım olan vergi ziyaı suçu da, hapis cezasını gerektiren sahte
fatura kullanma suçu da vergi ceza hukukunun konusunu oluşturmaktadır.
Vergi
Hukukunun Kaynakları
Vergi
Hukukunun Kaynaklarını Asli Kaynaklar ve İkincil Kaynaklar olmak üzere iki bölüm altında inceleyebiliriz.
Vergi
Hukukunun Asli Kaynakları;
•
Anayasa, Yasa (Vergi Kanunları),
•
Uluslararası Anlaşmalar,
•
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri,
•
İdarenin Düzenleyici İşlemleri (Yönetmelik, Genelge ve diğer adsız
düzenleyici işlemler),
•
Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararları.
Vergi
hukukunun Tali(İkincil) Kaynakları
•
Doktrin (Öğreti)
•
Yargı kararlarıdır.
Vergilendirme
Süreci ve Aşamaları
Vergilendirme
Süreci dört
aşamadan oluşmaktadır.
•
Tarh
•
Tebliğ
•
Tahakkuk
•
Tahsil
Tarhiyat/Tarh
Nedir?
Verginin
tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından
hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tesbit eden idari muameledir.(VUK
Madde 20)
Vergi
idaresi tarafından bir verginin tarhı sonucu mükellefin ne kadar vergi ödeyeceği tespit edilmektedir.
Tarh
işlemi bir idari işlemdir ve iptal davasına konu olur.
Tarhiyat
mükellefin beyanı üzerine yapılabileceği gibi idare tarafından da yapılabilir.
Ülkemizde tarh işleminin çoğu beyana
dayalı tarhiyata dayanmaktadır.
Verginin
Tebliği
Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm
ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza
sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir.(VUK Madde 21. )
Vergi
İdaresi tarh işleminden sonra bunu mükellefe tebliğ etmektedir. Bu tebliğ işlemi mükellefin vergiden haberdar olması bakımından
önemlidir.
Kural
olarak idari tebligatlar 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile yapılmakta iken vergi tarhiyatlarının
tebliği VUK uyarınca yapılmalıdır.
Tebliğin VUK 93-109. maddeler arasında
belirtilen usullere uygun olması gerekmektedir.
Aksi halde usulsüz tebligata dair hükümler uygulanır.
Tebligat
yazılı şekilde yapılır. Ancak Elektronik Tebligat Yönetmeliği uyarınca da UETS yoluyla e
tebligat da yapılabilmektedir.
Uygulamada
tebligat ile vergi ihbarnameleri ya da vergi ceza ihbarnamesi ve bunların eki
niteliğinde olan Vergi İnceleme Raporu, Vergi Tekniği Raporu gibi raporlar da
tebliğ edilmektedir.
Tebliğ tarihini bilmek çok önemlidir
zira vergi ceza ihbarnamesi tebliğine
karşı dava açma süresi
bu tarihten itibaren başlamaktadır. Şayet bu süre kaçarsa dava açılsa bile süreden reddedilmektedir.
Elektronik
yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen
beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu bakımdan e tebligat daha avantajlı bir
durum yaratmaktadır.
Verginin
Tahakkuku
Verginin
tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya
gelmesidir.(VUK Madde 22)
Tarh
aşaması bir idari işlem değil
bir safhadır.
Verginin
tahakkuku iki şekilde gerçekleşir; ya tebliğ edilen tarhiyata dava açma süresi
içinde dava açılmayarak yahut dava açıldığı halde mahkemece davanın reddine
karar verilerek.
Bu
iki durumda artık vergi tahakkuk etmiş olur ve tahsil aşamasına geçilir.
Beyana
dayalı tarhiyatlarda verginin tarhı ve tahakkuku birlikte gerçekleşir. Ancak
idarece yapılan tarhiyatlarda ise bu süreçler ayrılır.
Tahakkuk
edilen bir vergi artık ödenmelidir.
Şayet
dava açılmış ve vergi mahkemesi tarafından dava reddedilmiş ise o vergi ödenir ve istinaf ve temyiz yoluna başvurulur.
Bölge İdare Mahkemesi yahut Danıştay tarafından
tarhiyatın hukuka aykırı olduğuna karar verilirse ödenen vergiler iade edilir.
Verginin
Tahsili
Verginin
tahsili, kanuna uygun surette ödenmesidir.(VUK
Madde 23)
Tahsil
ile vergi ilişkisi sona ermektedir.
Tahsil
aşaması özel bir aşama olup vergi mahkemeleri tarafından yargısal denetime tabi
tutulmaktadır.
Ülkemizde verginin tahsil aşamasına
dair asıl kaynak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’dur.
Verginin
tahakkuku için vergi ihbarnamesi gönderilirken tahsili için ödeme emri gönderilmektedir.
Vergiyi
tahakkuk ettiren vergi idaresi tahsile de yetkili olduğu için bu idare tarafından
ödeme emri tebliğ edilmektedir.
Mükellefler
ödeme emrine karşı 6183 sayılı
Yasanın 58. maddesinde belirtilen sürede ve yalnızca o maddede sayılan
sebeplerle vergi mahkemesine dava açabilir.
Vergi
Hukuku teknik bir hukuk dalı olduğundan bu konuda yaşanacak sorunlar için vergi
hukuku avukatı (link) desteğinden faydalanmanızı öneririz. Ankara Vergi
Avukatı olarak bu konuda sizlere hizmet vermekten onur duyarız.